2001 Krizi

Stand-by anlaşmasının ardından 2000 yılında devreye giren istikrar programı ile döviz kurunun çapaya bağlanması ile cari işlemler açığı giderek büyüdü ve yıl sonunda 9.8 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekor kırdı. Dolar çapası nedeniyle toplam kısa vadeli borçlar 28.9 milyar dolara, toplam dış borç stoku 114.3 milyar dolara çıktı. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler tırmandı ve Türkiye tarihine "Kara Çarşamba" olarak geçen 22 Kasım 2000'de para krizi patladı. 13 banka ve çok sayıda aracı kurum battı. Kasım kriziyle artan faizler ve ödeme güçlüğe düşen bankaların vadesi dolmayan kredileri geri çağırması, iç pazarın daha da daralması bunda büyük rol oynadı. 19 Şubat'ta Çankaya Köşkü'nde yaşanan Anayasa kitapçığı tartışması krizi patlattı. 3.5 milyar dolarlık net sermaye çıkışıyla döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçti. Kriz öncesi 670 bin TL olan dolar Nisan'da 1 milyon 161 bine tırmandı. IMF programı çökmüştü. Krizin başlangıcı olarak kabul edilen 2000 yılının son üç ayında üretimde çalışanlar indeksi 1999 yılının son üç ayına göre %3.2 geriledi. Sektörel büyümede, GSYİH ve GSMH’deki daralmaların yanı sıra yaşanan Kasım ve Şubat krizleri toplam yurt-içi talepte bir önceki döneme göre %10.5 dolayında bir düşüşü beraberinde getirdi. Krizler tüketim ve yatırım kararlarının ertelenmesine yol açtı ve 2000 yılında %6.4 oranında artan özel tüketim 2001 yılının ilk çeyreğinde % 3.4 dolayında geriledi. Özel ve kamu sabit sermaye yatırımlarında da sırasıyla %5.8 ve %12.6’lık bir azalma gözlendi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre 2001 yılının ilk çeyreğinde sanayi sektörü ve hizmetler sektörü sırasıyla %1.3 ve %3.1 oranında gerilerken, GSYİH ve GSMH’de %1.9 ve % 4.2 düşüşler kaydedildi. DİE verilerine göre, sanayi üretim indeksi 2001 yılının ilk üç ayında bir önceki yılın aynı dönemine oranla %09’luk bir düşüş kaydetti. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı 2000 yılının ilk üç aylık döneminde %70.9’dan 5.1 puan gerileyerek %65.8’e düştü. Türkiye ekonomisi 2001'in ikinci çeyreğinde ise tarihi bir rekor olan yüzde 11.8 oranında küçülme gösterdi. Bu rakam, İkinci Dünya Savaşı'nda 1945 yılının tamamında yüzde 15.3 oranında küçülmeden sonra en büyüğü oldu. Kriz sonrasında uygulamaya konulan istikrar programı ve yapısal reformlar ile Türkiye ekonomisinde ciddi bir dönüşüm sürecine girilmiştir. 2002 yılı sonunda yönetimi Bahçeli-Ecevit koalisyonundan devralan AKP hükümeti, mevcut IMF programını sürdürmektedir. Türkiye son 6 yılda 22 çeyrek boyunca aralıksız büyümeyi sağlayarak kendi büyüme rekorunu süre açısından kırmıştır.