1946 Krizi

MGK'da anayasa kitapçığının fırlatılması sonrasında, 10 yıl önce Türkiye eşi görülmemiş bir ekonomik krize sürüklendi. Faiz bir gecede yüzde 7 bin 500'e yükseldi. Dolar 1.1 milyon lirayı aştı, enflasyon yüzde 70'e yaklaştı.
Türkiye ekonomisi 21 Şubat 2001'de, bundan tam 10 yıl önce hiç yaşamadığı kadar büyük bir krize girdi. Krizin kıvılcımı iki gün önce çakılmıştı. 19 Şubat 2001'deki MGK'da, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlattığı haberiyle piyasalar alt üst oldu.

Borsa yüzde 15 gibi tarihi bir düşüş yaşadı, 21 Şubat'ta gecelik faiz yüzde 7 bin 500'e fırladı. Merkez Bankası'ndan yaklaşık 7.6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. Ziraat ve Halk Bankası, tarihlerinde ilk defa 3 milyar dolar açık verdi.

Piyasaların kontrol edilemeyince o dönemin DSP-MHP-ANAP'tan oluşan koalisyan hükümeti sabit kur rejiminin yerine dalgalı kura geçme kararı aldı. Bu kararın ardından dolar 690 bin liradan 900 bine yükseldi. Nisan ayında dolar 1 milyon 161 bine kadar tırmandı. Türk Lirası değer kaybettikçe sermaye kaçışı hızlandı.

EKONOMİ DERVİŞ'E EMANET

Hükümet böyle bir ortamda ekonominin dümenini o dönem Dünya Bankası Başkan Yardımcısı olan Kemal Derviş'e teslim etme kararı aldı. Derviş, 14 Mart'ta 'Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı açıkladı. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeniden masaya oturuldu.

IMF'YLE 18. KEZ

1999 sonunda DSP-ANAP-MHP hükümeti IMF'den 4 milyar dolar alarak 17. stand by anlaşmasını yapmıştı. Cari açığın hızla artmasıyla 18 Ocak 2002'deki yeni niyet mektubuyla 19.8 milyar dolar ek borçlanarak 18. stand by gerçekleştirildi. IMF programıyla kriz sürecinden kurtulmak amaçlanıyordu.

17.3 MİLYAR DOLARLIK BATIK

Krizin kaynağı olarak finans sektörü görülüyordu. Sektöre direnç kazandırmak amacıyla güçlü bankaların oluşturulması işlemi, zayıflarının tasfiyesiyle gerçekleştirildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) aktarılan bankaların devlete getirdiği yük 17,3 milyar doları buldu. Toplam 39.3 milyar dolarlık maliyet, 2002 gayri safi milli hâsılanın yüzde 26,6'sına karşılık geliyordu. Ayrıca ülkenin toplam borç stokunun yüzde 20'sine yakınını oluşturdu.

MİLYONLARCA İŞSİZ

Kriz sürecinde birçok işyeri kapandı, milyonlarca kişi işsiz kaldı. 2000 yılında 1 milyon 452 bin olan işsiz sayısı, 2001'de 450 bin artışla 1 milyon 902 bine çıktı. 2002'de ise işsizler ordusuna 510 bin kişi daha katılarak mevcut işsiz sayısını 2 milyon 412 bine yükseltti.

YÜZDE 70'E YAKLAŞAN ENFLASYON

Kriz temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkiledi. 2001'de Türkiye yüzde 5.7'yle tarihi bir küçülme yaşadı. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 88.6, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 68.5′e yükseldi.

ERKEN SEÇİM, YENİ HÜKÜMET

Ekonomik kriz koalisyon hükümetinin de sonunu getirdi. Ekonomik kriz ve koalisyon içindeki anlaşmazlıklar, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin erken seçimde ısrarı üzerine Türkiye'yi yeni bir döneme sürükledi. 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde koalisyon ortakları DSP-MHP-ANAP seçim barajını aşamadı, AK Parti büyük bir oy oranıyla tek parti iktidarını kurdu.